Melez Kampı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Melez Kampına Hoşgeldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Zack Cliff Burton (Adonis ama ismimi değiştireceğim)

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Zeus




Lakap : Ölmeye neden?
Mesaj Sayısı : 3

Zack Cliff Burton (Adonis ama ismimi değiştireceğim) Empty
MesajKonu: Zack Cliff Burton (Adonis ama ismimi değiştireceğim)   Zack Cliff Burton (Adonis ama ismimi değiştireceğim) Icon_minitimePaz Tem. 10, 2011 5:23 pm

Gözleri acı ile açılarak Zack'i uykusundan hızlı bir şekilde uyandırdı. Zack acı ile bir nefes verdikten sonra yatağından kalktı ve ayağa kalkarak omzunu ovuşturdu. Yarası neredeyse geçmişti ama kas kasılmaları hala devam ediyordu. Omzunu ovuştururken bir yandan da acısını unutmak için odasında bir ileri bir geri yürümeye başladı. İleri doğru yürüdüğü sırada yürüyüş mesafesini arttırıp penceresine yöneldi. Penceresinin perdelerini elinin tersiyle ittikten sonra camını açtı. Camını açmasıyla birlikte içeri öyle bir rüzgar girdi ki saçları ve kıyafetleri rüzgarın gücü ile uçuştu. Odasındaki kağıtların ve kıyafetlerin uçuşmasına aldırmayarak gülümsedi. Güçlü kuzey rüzgarları onu her zaman rahatlatmıştı. Gülümseyerek rüzgara sarılırcasına kollarını omzunun acısına rağmen iki yana açtı. Rüzgar çıplak vücudundaki her kası yalayıp geçerken Zack'in yüzündeki gülümseme gittikçe büyüyordu. Ama çok geçmeden öğlen güneşi keyfini kaçırdı. Bir dizi küfür savurup perdesini penceresini kapatmadan çekti. Sinirli bir şekilde odasındaki çalışma masasının sandalyesine oturdu ve sevdiği kitaplardan birini çıkararak en sevdiği bölümü açtı. Acısını unutmuş bir şekilde gülümseyerek kitabını okurken mesanesinin Zack'e yaptığı baskı kitap zevkini yarıda kesti. Hızlı bir şekilde sandalyesinden kalkıp odasından çıktı. Odası ile tuvalet arasındaki uzun koridoru koşar adımlarla geçtikten sonra, tuvalete vardı. Tam kapının kolunu tutarak içeri girecekken kardeşi Arch kolunun altından geçip içeri girdi ve '' Teşekkürler '' dedi kapıyı gülerek kapatırken. Zack sinirli bir şekilde tuvaletin kapısına vurdu ve '' Arch! Çık dışarı! İlk önce ben geldim, sıranı bekle! '' diye bağırdı. İçeriden Arch '' Evet ama ilk önce ben girdim. Gelmek önemli değil. Önemli olan girmek abi. '' dedi gülmeye devam ederken. Zack sinirle tuvaletin kapısına bir yumruk daha attı ve hızlı bir şekilde merdivenlere yöneldi. Merdivenlerden hızlıca indikten sonra salonu hızlı bir şekilde geçti ve alt kattaki tuvaletin kapısından içeri attı kendini. Mutlu bir şekilde şortunu indirdi ve mesanesinin boşalmasıyla birlikte rahatlama hissinin getirdiği huzuru kabul ederek gülümsemeye başladı. Ama hissettiği tek şey rahatlama değildi. Sanki her şey alt üst olmuştu. İşini hallettikten sonra etrafına bakmadan şortunu çekmek için eğildi. Zack'in eğilmesiyle birlikte bir ilkbahar'ı anımsatan bir kıkırdama kulaklarında yankılandı.

Hızlı bir şekilde arkasına döndüğünde yüzündeki mutluluk ifadesinin yerini şaşkınlık,utangaçlık ve şok ifadesi aldı. Artık Nyks kulübesinin ikinci tuvaletinde değildi. Artık Tanrı Hades'in yeraltı krallığındaydı ve tek başına değildi. Bir adam ve kadın ona garip bir şekilde bakıyorlardı. Gözleri ile Zack'in kaslı vücudunu süzen kadın gözlerini Zack karın kaslarından alamayarak '' Merhaba melez, ben Tanrıça Persephone. Ama sen bana sadece Persephone desen yeter. '' dedi dudaklarını ısırarak. Zack şaşkınlığını hala üzerinden atamamışken Tanrıça Persephone Zack'e daha da yaklaştı ve yaklaşırken elinde bir nar yarattı. Narı Zack'e uzatarak '' Aç mısın? Eğer açsan narımı yemekten çekinme. Tamam mı? '' dedi insanın içine bahar sevincini aşılayan sesiyle. Zack şaşkın ifadesini yüzünden çıkarmayarak tanrıçanın elindeki narı aldı. Gözlerini narın üzerinde gezdirirken korkutucu bir ses '' Persophone! Yeter artık! Her gördüğün erkeği yeraltına hapis etmeye çalışma! Ayrıca krallığıma tuvaletini yapan bir melez'i burada görmek istemiyorum! Şu yarışı hızlıca bitirelim ve sarayımıza dönelim! '' diye bağırarak Zack'in narı yere düşürmesine neden oldu. Tanrıça yere düşen nara hayal kırıklığı ile bakarken adamda gittikçe Zack'e yaklaşıyordu. Zack adamın kim olduğunu anlamıştı ama şaşkınlığı yüzünden konuşamıyordu. Adam asabi bir ifade ile Zack'e yaklaşırken '' Benim kim olduğumu biliyor musun melez? '' diyerek konuşmaya başladı. Zack kafasını onaylarcasına salladı ama adam bundan tatmin olmayarak '' Ben yeraltı kralı Hades'im. Seni buraya gireceğin yarışma için çağırdık. Hazır mısın? '' dedi asabi bir ses tonuyla. Zack ' yarış ' kelimesini duyunca ciddiyetini yeniden kazanarak '' Hazırım '' diye cevap verdi. Tanrı Hades'in yüzü Zack'in cevabını duyunca sinsi bir gülücük ile kaplandı. Zack her ne kadar bu gülücükten biraz endişelense de korkusuz bir şekilde tanrının önünde durmaya devam etti. Zack tanrı Hades'in önünde dururken '' Eh madem hazırsın. O zaman güle güle. '' dedi Tanrı Hades ifadesini aratmayacak bir sinsilik ile. Gülümsemesi yavaş yavaş yüzünde yayılırken Zack'i göğsünden ittirdi. Zack neler olduğunu anlayamadan aşağı düşmeye başladı. Korku ile kollarını ve bacaklarını etrafta tutunacak bir şeyin olup olmadığını anlamak için salladı. Eli bir ipi hissetti. Tüm hayatını bu hissettiği şeye bağlayarak ipe tutundu. Tüm gücü ile ipe yapıştığında yukarıdan Tanrı Hades '' İşte bu yeni oyunun melez! Biz seni yukarı çekene kadar orada asılı duracaksın. Ama dikkat et. Asılı bulunduğun çukur Tartarusdur! Bakalım ne kadar dayanabileceksin. Ne yap ne et beni eğlendir tamam mı? '' diye bağırdı gülerek. Zack sinir ile Hades'e bakarken Tanrıça Persephone hüzünlü bir ifade ile Zack'e bakıp '' Sakın ölme '' dedi ve görüş alanından kayboldu. Zack sinir ile tartarus çukuruna çevirdi bakışlarını, annesi Nyks'in sarayı Tartarus'ta bulunuyordu. Belki düşerse annesi onu kurtarabilirdi. Bu utanç verici düşüncesi yüzünden, sinirleri daha da çok gerilirken omzunun acısı belirtilerini göstermeye başlamıştı. Yaralı omzuna bağlı olan kolu hafif hafif titremeye başlamıştı bile. Daha öncede tartarus'un üstünde olmasa da ustası sayesinde bir halat'a tutunarak saatler geçirdiğini biliyordu ama bu yara ile bunu yapması neredeyse imkansızdı. Sağlam olan kolunu ipe doladıktan sonra yaralı kolunu serbest bıraktı ve tek eliyle halata tutunmaya başladı. Bu teknikle nereye kadar dayanabileceğini bilmiyordu ama dayanabildiği kadar dayanacaktı. Eğer ki dayanamayacak seviyeye gelirse tehlikeli ama işe yarayabilecek bir teknik kullanacaktı.

Yaklaşık üç dört saat geçtikten sonra Zack kaslarını açmak için ip ile barfiks hareketi yapıyordu. Ama her ne kadar çabalasa da bu kolu da tükenmeye başlamıştı. Kolu hafif hafif titremeye başlarken ipte de bir titreşim başlıyordu. Bu yarıştan önce iki yarış yapmışlardı. Diğerlerine göre hiç bir tuzağı bulunmasa da en zoru bu yarış olmuştu. Özellikle yaralı bir omuzla bir sıfır yenik başlamıştı yarışa. Kolu artık tamamen tükenmişken Zack derin bir nefes aldıktan sonra, nefesi verdi ve kendini ipe doğru çekti. Kendini ipe doğru çekmesiyle birlikte bacaklarını yukarı kaldırarak ipe doladı. Sağ bacağını ipe dolarken sol bacağını da ona destek olsun diye sağ bacağının diz kapağının hemen yanına koydu. Artık baş aşağı asılı duruyordu. Kan beynine nüfus ederken Zack'de zihnini boşaltarak gözlerini kapattı. Yıllar önce yaptığı eğitimleri hatırlayarak sakin kalmaya çalıştı. Çünkü bacağını bir santimetre bile kıpırdatırsa ip bacağından kayarak çözülecek ve Zack Tartarus'un o sonsuz karanlığına düşecekti. Tüm iradesini kullanarak tamamen taş kesildi. Bir süre baş aşağı asılı kaldıktan sonra önemli bir şeyi hatırladı. Baş aşağı durunca beyine giden kan Zack'te kötü etkiler bırakıyordu. Daha farklı biri oluyordu. Sarhoş biri gibi. Bu düşünceleri kafasından geçirirken istemsizce gülmeye başladı. Kahkaha ile gülmeye devam ederken ip yavaş yavaş bacağından kaymaya başladı. Ama Zack bunu önemsemeyerek çılgınca bağırmaya başladı. Sanki bir eğlence trenindeymiş gibi bağırıyor ve gülüyordu. Gülmeye devam ederken ip hafiften yukarı doğru çekildi ve ip tamamen bacakları arasından kaydı. Zack daha neler olduğunu anlayamadan yere düşmeye başlıyacaktı ama son anda ipi tuttu ve mutlak bir ölümden son anda kurtuldu. Her ne kadar ilk başta kurtulduğu için sevinse de yaralı kolu ile tutunduğunu acı ile öğrenince düşmenin daha iyi bir fikir olup olmadığını zihninde tartışmaya başladı. Daha sonra düşüncelerinden sıyrılarak ipi sağlam kolu ile tuttu, acısının dinmesi için gözlerini kapattı ve rahatlamak için derin nefesler aldı. Bir süre sessiz karanlıkta ipe asılı olarak durduktan sonra bir kuvvet onu derin sessizliğinden kurtardı. Başını yukarı kaldırıp neler olduğunu anlamaya çalışırken bir kuvvetin ipi yukarı doğru çektiğini gördü. Mutluluk ile rahatlama duygularını aynı anda yaşayarak tekrardan toprağa bastı. Toprağa basması ile birlikte kendini yere attı ve sırt üstü yatarak kollarını ve bacaklarını dinlendirmeye başladı. Gözleri hala hafifçe açıkken Tanrıça Persephone yaklaşarak Zack'in yüzüne eğildi ve bir nar uzatarak '' Acıktın mı? Nar yemek ister misin? '' diye sordu içine işleyen o tatlı sesiyle. Zack hiç kimsenin dayanamadığı o nazik gülümsemesi ile tanrıçaya baktı ve '' Belki sonra Tanrıçam.'' diye cevap verdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphrodite
Admin
Aphrodite


Lakap : Efendim ?!
Mesaj Sayısı : 88

Zack Cliff Burton (Adonis ama ismimi değiştireceğim) Empty
MesajKonu: Geri: Zack Cliff Burton (Adonis ama ismimi değiştireceğim)   Zack Cliff Burton (Adonis ama ismimi değiştireceğim) Icon_minitimePaz Tem. 10, 2011 5:25 pm

Tebrikler, RP puanınız; 100!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Zack Cliff Burton (Adonis ama ismimi değiştireceğim)
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Melez Kampı :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: