Melez Kampı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Melez Kampına Hoşgeldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Undine C. DuPont

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Undine Chantal DuPont

Undine Chantal DuPont


Lakap : Adım uzun mu geldi??? O halde Denizin Ruhu diyin, bu da adımın anlamı işte.
Mesaj Sayısı : 23

Undine C. DuPont Empty
MesajKonu: Undine C. DuPont   Undine C. DuPont Icon_minitimeC.tesi Tem. 09, 2011 2:18 pm

GİRİŞ
Çoğumuz yaşamın küçük bir parçasına tutunur ve bu parça üzerinden bütünü keşfedeceğimizi düşünürüz..
Odamızdan ayrılmadan, nehrin tüm uzam ve genişliğini keşfetmeyi ve kıyısındaki yeşil çayırların zenginliğini algılamayı umarız.. Oysa, küçüçük bir odada yaşıyoruz.
Hayatı el yordamıyla kavradığımızı ya da ölümün önemini anladığımızı düşünerek, küçük bir tuvale resim yapıyoruz; ama anlamıyoruz... Kavramak için dışarı çıkmak gerek.. Ama, bu küçük pencereli odayı terk etmek; yargılamadan, kınamadan, "bunu severim, şundan hoşlanmam,"demeden herşeyi olduğu gibi görmek çok zordur; çünkü çoğumuz parça üzerinden bütünü anlayabileceğimizi düşünürüz...
Bence yaşamını tümüyle ve dolu dolu yaşamak istiyorsa bir insan, her duygusuna şekil vermeli, her düşüncesini ifade etmeli ve her rüyasını gerçekleştirmelidir. Ama içimizdeki en cesur insan bile kendinden korkuyor.


Oscar Wilde & J.Krishnamurti


Saatin gece yarısını bulmuş olmasına rağmen, kapı bir hışımla açıldı. Yemyeşil gözlerinden dehşet okunan, hiçbir şeyi anlamadığı belli olan Birdie, gözlerini ablasına dikti ve şu iki kelimeyi bir araya getirmekte zorlandı; "Gidiyor musun?"
Üzüntüyle kardeşime bakmayı reddedercesine gözlerimi sabah hazırladığım valizime çevirdim. "Evet, gidiyorum." Dudaklarım oynamıştı, fakat ağzımdan çıkan ses bir fısıltıdan öte değildi. Üzgün, buruk bir genç kızın ağzında, duyulması güç bir fısıltı.
'Gidiyor muyum gerçekten?' diye düşündüm içimden. O ana kadar hayatımda hiç olmadığım kadar emindim. Artık kendimi ait hissetmediğim, mutsuzluğumun tavana vurduğu bu evde, bu ailenin yanında daha fazla kalmak istemediğimden emindim. Fakat o ana kadar beni yaşama bağlayan sevinç kaynağı kız kardeşim, ağlamaktan kıpkırmızı olmuş gözleriyle bana bakmış, onu terk edip etmeyeceğimi sormuştu bana.
Yüreğim parçalandı. Ben bu değildim. Ben, bir insanı, sevdiğim bir insanı üzecek kadar düşüncesiz değildim. Ama ben yalan da söylemezdim ki! "Son bir kez." diye söylendi içimdeki ses. "Bu belki onu son görüşün olacak. Onu gözü yaşlı geride bırakamazsın! O senin 8 yaşındaki küçük kız kardeşin." İçimdeki sesi dinlemek istemediğimi göstermeye çalışarak kafamı çılgınca iki yana salladım. Belli ki, bu gözümdeki yaşları yere damlatmak dışında pek bir işe yaramamıştı, çünkü içimdeki ses devam etti. "Şimdi seni anlamayabilir. Ama belki büyüdüğünde, seni anlar. Aynı muameleyi görmeyecek belli ki, ama o zeki bir kız, sende biliyorsun bunu. Belki o yeteri kadar büyüdüğünde onu bulup beraber kaçabilirsiniz. Önünüzde uçsuz bucaksız bir hayat var, her ne kadar kimse 1 saniye sonra ne olacağını bilmese de."
İçimdeki sesin son cümlesi pek yardımcı olmasa da (!) bunun güzel bir düşünce olduğunu kabullendim. Bu doğruydu. Şimdi ayrılmak zorundaydık. Gördüğüm ve yaşadığım onca tuhaf şeylerden ve canavarlardan sonra ya delirmiştim ya da tehlike saçıyordum. Küçük kardeşimi korumam gerekiyordu. Bu yüzden nereye vardığını bilmediğim bir yolu izliyordum.
Böylece planımda değişiklik yapmaya karar verdim. Annemden bana kalan yüklü miktarda doları alıp (Bana sterlin yerine dolar bırakması, Amerika'ya gitmem gerektiğini gösteriyor) New York'a gidecek, sonra... Eh sonra ne olacağı da belirsiz ya! Evde Tek Başına'daki çocuğun yaptığı gibi bir otele yerleşirdim belki... Ve sonra, eğer her şey yolunda giderse, 18 yaşıma geldiğimde Portekiz'e geri dönüp kardeşimi bulabilir, yeni bir ev alıp bir yandan da yarı zamanlı bir işte çalışabilirdim.
O an düşüncelerimin ne kadar mantıksız ve gerçekleşme ihtimalinin ne kadar düşük olduğunun farkında değildim. Ama kararımı vermiştim. Birdie'nin yanına gittim ve onu elinden tutup odasına götürdüm. Sıska olduğu için onu kucağıma almak zor değildi. Yatağına yatırdım ve gözlerinin içine bakarak "Hiçbir yere gitmiyorum Birdie." dedim yalan söyleme yeteneğimi son zerresine kadar kullanarak. Küçük kız kararsızlıkla ablasına baktı. "Gerçekten mi?" diye sordu masumiyetle. Kendimi iyice zorlayarak "Gerçekten" diye mırıldanırken gözümden düşen bir damla yaşa hakim olamadım. Küçük kız gözümdeki yaşı silerken çok düşünceli görünüyordu. "Ablacığım..." diye mırıldandı Birdie. "Bu gece benimle uyu. Gitmediğini, burada olduğunu bildiğim zaman korkmadan uyurum..." Kardeşimin yanına kıvrılıp yatarken bana sarılmasına izin verdim. Kendimi hala son derece suçlu hissediyordum. "Sevdiklerini arkada bırakmak, gitmekten daha zormuş meğer..." diye düşünürken kardeşimin uyumasını bekledim.
--------------------
Sonunda kendimde dışarıya çıkacak cesareti bulmuştum. Evin içindeki sobanın vücudumda oluşturduğu sıcaklık gecenin serinliğiyle buluşunca tüylerim ürperdi. Biraz yürüyerek bahçe kapısının eşiğinde annemin küçükken diktiği çardak ağacını geride bıraktım. Sonra geriye dönüp evime baktım. Benim evime! O adam gelip de annemin ve benim hayatımı mahvetmeden önceki evime. Ama artık ne yazık ki, ayrılık vakti gelmişti. Kendimi zorlayarak arkama dönüp tam bir adım atmıştım ki bir şey beni durdurdu. Soğuğun verdiği ürpertiden daha korkunç, daha kötü bir ürperti idi bu. İç güdülerimin beni yönlendirmesine izin verdim ve geriye dönüp son hızla evime (!) doğru koşmaya başladım ama yaptığımın ne kadar büyük bir hata olduğunun farkında değildim. Tuzağa düştüğümü ancak o iğrenç, büyük ve korkunç yaratığı görünce anladım. Ne olduğunu hemen anlamıştım. Annem ölmeden önce bana eski efsaneler hakkında hikayeler anlatırdı. Zaten dünyaca ünlü bir yapıtı da vardı bu canavar arkadaşımızın. Derin bir nefes alarak karşımda duran heybetli Sfenks'e baktım ve kendimi ölmeye hazırladım...

Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://ulyssesmoore.yetkin-forum.com
Athena
Admin
Athena


Lakap : Çok Bilmiş-Ares'ten, Burnu Havada-Poseidon'dan.
Mesaj Sayısı : 43

Undine C. DuPont Empty
MesajKonu: Geri: Undine C. DuPont   Undine C. DuPont Icon_minitimeC.tesi Tem. 09, 2011 2:31 pm

Betimlemeler gayet iyiydi.Kurguyu yoksun buldum.Ayrıca kısaydı.
Puanınız:85!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Undine C. DuPont
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Undine C. DuPont #Görevler

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Melez Kampı :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: