Melez Kampı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Melez Kampına Hoşgeldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Kim Jewel Ives

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Kim Jewel Ives

Kim Jewel Ives


Lakap : Jew.
Mesaj Sayısı : 11

Kim Jewel Ives Empty
MesajKonu: Kim Jewel Ives   Kim Jewel Ives Icon_minitimePerş. Tem. 14, 2011 1:22 pm

Uyandım. Gözlerimi açtığım gibi gözlerim, yatağın baş ucunda duran saate ilişti. Saat kaçtı? 11:00 mi? Ama bugün... Salı! "Okula geç kaldım, okula geç kaldım!.." Diye mırıldanırken bir yandan da hazırlanıyordum. Belli ki evde kimse yoktu. İşe gitmişti. Saçlarımı topladım ve hızlıca merdivenlerden indim. Gerçekten de evde kimse yoktu. Giderken beni uyandırmamış olmasına sinirlenmiştim. Masada duran yarım tabak çorbadan aceleyle iki kaşık aldım. Sonra banyoya girdim ve fırçayı bir kaç kez dişlerime sürttüm. Kapının önünde duran çantamı aldım ve dışarı çıktım. Çantam hazır mıydı? Bunu bile bilmiyordum. Sırtımda çanta ve müdürümüzün yaz gelmesine rağmen bize giydirdiği uzun kollu, hırkalı okul kıyafetleri...

Terlemeye başlamıştım. Şu okul kıyafetleri gerçekten sinirimi bozuyordu. Bunlar, her sabah okula geç kalırken düşündüğüm şeyler. Okulumuzun evimize yakın olması beni sevindiriyordu. Zaten kaçırmış olduğum bir-iki dersten sonra daha da kötü olmasını engelliyordu. Okula vardığımda her zamanki gibi sınıflar derste ve müdür beni okulun kapısında bekliyordu. Yüzünde sinirli bir ifade değil, dalga geçercesine bir ifade vardı. Ben de yüzümü buruşturdum. Müdüre yaklaştım. Bana "Yine mi?" dedi. "Hıhı..." diye mırıldanarak başımı salladım. Müdür geçmeme izin vermişti. Koşarak sınıfıma çıktım. Sınıf kapısının önüne geldim. Ellerim titriyordu. Gözlerimi kapattım ve korkarak kapıyı tıklattım. İçeriden "Gir." diye bir ses geldi. Bu öğretmenin sesiydi. Kapıyı açtım ve içeri girdim. Utangaç bir tavırla başımı öne eydim. Öğretmen sandalyeyi tek hamlede çevirerek bana döndü. "Günaydın uyuyan güzel.". Bütün sınıf kahkahalara boğuldu. Öğretmenin yüzünde, müdürde de karşılaştığım dalga geçercesine ifade silindi ve yerini sinirli bir ifade aldı. "Geç yerine!" diye bağırdı. Sanki yer gök inlemişti. Öğretmenin bağırmasıyla sınıfın kahkahası kesildi. Başımı yukarı kaldırmadan, yine utangaç tavırlarla yerime geçtim. Oturdum. Çantamı sandalyemin arkasına astım ve içini açtım. Ders kitabı, ders kitabı, ders kitabı... Neredesin? Ah, olamaz! Kitaplarımı almayı unutmuştum. Çaktırmadan önüme döndüm. Herkesin sırasında bulunan kitap, benim sıramda yoktu. Öğretmenin oturduğu yerden gözlerini bana dikmesiyle, bunun fark edildiğini anladım. Öğretmen ile göz göze geldiğimizde, hemen başka tarafa bakıyormuş gibi yaptım. Ama tabiki de fark eden etmişti. "Kim Jewel Ives, kitabın nerede?". Çaresiz "Köpeğim yedi..." dedim. Sınıf bir kez daha kahkahaya boğuldu. Öğretmen, sandalyesinden kalktı. Yavaş ve nazik adımlarla yanıma yaklaştı. Ah, bir de sinirliydi... Suratıma yaklaştı ve "Bana doğruyu söyle." dedi. "Unuttum, efendim." dedim. Yine başım önde. Öğretmen, eğildiği yerden doğruldu. Asiller gibi dik bir duruş içerisine girdi ve sakince "Ben de öyle düşünmüştüm." dedi. Yeniden sandalyesine oturdu. Öğrenciler hala kıkırdaşıyorlardı. Hepsinin gözleri bendeydi. Kol saatime baktım. Dersin bitmesine daha çok vardı. Pencereye baktım. Bir şeyler uçuşuyordu. Kuş sandım. Gözlerimi boş sırama çevirdim.

O sırada büyük bir gürültü oldu. Başımı ellerimle kavradım. Sadece öğrencilerin çığlıkları duyuluyordu. Gözlerimi kıstım ve gürültünün geldiği yere doğru baktım. Aman Tanrım! Hayatımda böyle bir şey görmemiştim. Sanki yüz yıllar önce yaşayan bir yaratık gibiydi. Kanatları vardı. O şeyi görünce midem bulandı. Ama bulantıyı yenecek olan duygumsa korkuydu! Ellerimi başımdan aldım ve sıraya koydum. Sıradan güç alarak sandalyenin üzerinden atladım. Bir an duraksadım. Müdür kapıda dikiliyordu ve sanki çözüm arar gibi bakınıyordu. Ama aslında beni arıyordu. Müdürün gözleri, çok sürmeden beni buldu. Sonra bir gürültü daha duyuldu. Bir cam daha kırılmış ve canavarlar iki tane olmuştu. Aralarından bir tanesi tuhaf bir dilde konuşarak beni işaret etti. Diğer canavar da bana baktı. Ben de müdüre dönerek "Bunu biliyor muydun?" diye bağırdım, o gürültüde. Müdür de "Hıhı..." diye mırıldanarak, başını salladı. Müdür, arkasını dönüp dışarı çıkmak için kapıya doğru bir hamle yaptı. Ben de müdürün arkasından, kapıya doğru koştum. Koşarken, arkamı dönüp baktım. İki canavar, sıraları ve sandalyeleri paramparça ederek arkamdan koşuyorlardı. En arkadaki canavar, diğer canavarın üstüne atladı. Sonra da üzerime. Gözlerim, acıyla kapandı.

Gözlerim açıldığında, acım biraz da olsa dinmişti. Başımda dikilen, benim yaşlarımda bir erkek vardı. Yaralarıma pansuman yapılmıştı. Ayağa kalkmaya çalıştım. Ama tam kalkamadan beni yatmam için geriye doğru itti. "İyi misin?" diye sordu. Zorlukla "İyiyim." diyebildim. "Dinlenmelisin." dedi. "Burası neresi? Okula ne oldu? Müdüre?.." diye sordum. "Burası, Melez Kampı." dedi. Bu ismi hiç duymamıştım. "Çok anlamlı konuştun..." dedim, anlamadığımı ima etmeye çalışarak. "Burada Tanrı/Tanrıça çocukları kalır ve eğitim görürler. Anladığım kadarıyla sen de öylesin." dedi. "Yo, yo... Bir yanlış anlaşılma olmuş. Ben New York'ta yaşıyorum. Normal bir hayatım var. Bilirsin, aile... Köpek..." dedim. "Aile derken babandan mi söz ediyorsun?" dedi. "Hey... Annemin olmadığını nereden biliyorsun?" dedim. O sırada yaralarım acımaya başladı ve acıyla haykırmaya başladım. Yeniden "Dinlenmelisin." dedi ve dışarı çıktı. Gözlerimi tavana diktim ve düşünmeye başladım. Bir süre sonra gözlerim kapandı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphrodite
Admin
Aphrodite


Lakap : Efendim ?!
Mesaj Sayısı : 88

Kim Jewel Ives Empty
MesajKonu: Geri: Kim Jewel Ives   Kim Jewel Ives Icon_minitimePerş. Tem. 14, 2011 1:26 pm

Puanınız, 80.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Kim Jewel Ives
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Melez Kampı :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: