Melez Kampı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Melez Kampına Hoşgeldiniz!
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 CrystalBardrick.

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir




CrystalBardrick. Empty
MesajKonu: CrystalBardrick.   CrystalBardrick. Icon_minitimeÇarş. Tem. 13, 2011 2:52 pm

    Gözüne giren tel saçı çekti Crystal. Kafasını arkaya hafifçe atıp rüzgara teslim etti saçlarını. Esen rüzgar, kulağını okşayan küçük fısıltılar dünyadan yavaşça uzaklaşmasını sağlıyordu. Kendini soyutluyordu. Yüzünü saçlarından kurtardıktan sonra ellerini önünde kenetledi ve gözlerini kapattı. Gece alamadığı uykuyu burada mı alacaktı? Kötü bir fikir gibi gelmese de yapamazdı bunu. Neden olmasın ki? Uykusuzluk iyice kafasına vurmaya başlamıştı. Dinlenmek için oturduğu bank da uyumasını ister gibiydi.

    Yere ritmik bir şekilde damlayan kırmızı sıvı içindeki dehşeti giderek körüklüyordu. Yapmıştı. Sonunda öldürmüştü. Yan gözle dev cesetten sıyrılan kardeşine baktı. Tek değerine. Onu kurtarmak için yapmıştı ama bundan sonra ne yapacaklardı. Birinin gelmesi durumunda hayatları yok olabilirdi. Elinde ters bir şekilde duran bıçak, kolunun yarısına kadar geliyordu. Ucundan akan kan, bıçağın kabzasına doğru ilerliyordu, sanki sürelerinin dolacağını göstermek istiyordu onlara. Bu gerçek yüzüne vuruldukça vücudunu bir titreme alıyordu Crystal'in. Korkudan mıydı? Hayır, vücudu da özgürlüğü kutluyordu kendi havasında. Özgürdü ve tek yapması gereken o lanet olası evden uzaklaşmaktı. Elindeki bir miktar kanı masanın üzerinde bulunan bir örtüye sürerek Diamond'un elini tutmuştu. Onun eli kan olmamalıydı. O bunlardan uzak olmalıydı. Hızlıca kapıya doğru koşmaya başladı. Kardeşi hala korku içerisinde üvey babasının bulunduğu odaya bakıyordu. Eski hayatına. Geçmişte kalanlara. Peki, nereye gideceklerdi şimdi? Diamond'un yükünü düşününce bayılacak gibi olmuştu. Küçücük bir çocuğa bunu yapmaya hakkı yoktu. Nasıl da dolmuştu gözleri bu düşünceyle? O güçlü vücudu nasıl da yenik düşmüştü. Koşar adımlarla çıkmışlardı evden. En yakın parka mı gideceklerdi? Acıma duygusuna engel olamamıştı, ne yapıyordu? Ne yapmıştı?

    İrkilerek uyandı uykusundan yada ona benzer bir şey yaptı. Gözleri açık olsa da zihni hala rüya görüyordu. Gözleri açık olduğu için kampta olan her şeyi o anısına, rüyasına uyarlayabilirdi. Karşıdan geleni bile.

    Diamond'u bıraktığı bir banktan tereddütlü bir şekilde uzaklaşmıştı. Baya uzaklaşsa da dönüp dönüp bakıyordu arkasına; görebilecekmiş gibi. Elinde tuttuğu bıçağı önünde saklıyordu, olur da kardeşi takip eder diye. Sokağın bitiminde küçük bir gölge belirince ne yapacağını şaşırmıştı. Ceketinin içine mı saklasaydı? Eğer bir ceketi olsaydı bunu düşünebilirdi. O pis metalin tenine değmesi düşüncesi ile saklamaktan vazgeçti. Sokak lambası, sınıfından gelen, geçinebildiği iki üç kişiden birini sunmuştu ona. Attığı olağanüstü adımlarla hemen yanında bitmişti. Sıkı sıkıya sarılıyor. Koca bir yılın özlemini giderir gibi. Anıdan çok, hissediyordu onu. Dokunuyordu.


    Rüzgar ile kıpırdayan dallar, güneşe engel olamamıştı artık. Gözüne gelen güneş uykusunu tuz buz etmiş, şuurunun tam anlamıyla açılmasına neden olmuştu. Sarılıyordu. Rüya değildi. Gerçekten sımsıkı sarılıyordu. Yumruğunu sıktı kollarıyla beraber. Elindeki bıçak da yoktu artık. Sevinçten ağlayabilirdi yada uzun süreli özlemin verdiği duru acıdan. Tek sorun Xavier'ın hiçbir şekilde cevap vermemesiydi. Bir an içinin acıdığını fark etti. Özlememişti o. Hatırlayamamış mıydı yoksa? Seviyesini korumalıydı belki ama uzaklaşamıyordu; sanki uzaklaşınca rüyada olacağını fark edeceğinden korkuyordu. Her şeyin yok olmasından. Onu tekrar kaybetmekten. Nefesinin ağzından, titrek bir sesle çıkmasına izin verdi. "Xa- Xavier."

    İçime akıttığım gözyaşları. Açıklayabilirdim hepsini. Anlayacaktı.
    Karşımdaydı, o da bir melezdi sonuçta. Anlayış gösterecekti. Göstermeliydi.


    Gözlerinin dolduğunu fark edince gözkapaklarını iyice kapattı. Yapamazdı bunu… Zayıf düşemezdi. Ağlayacak mıydı yani? Ama içinde yükselen özlem ve aşkın gücü dayanılmaz bir hal alıyordu artık. Fiziksel bir acı hissediyordu. O kadar yakın oluşu, kalp atışını duyması ona tekrar bir umudun olduğunu hatırlatmış. Xavier ise Crystal orada yokmuş gibiydi sanki, öylece duruyordu. Hele karşılık vermeyişi. Crystal ona sımsıkı sarılmışken, Xavier’ın tek yaptığı ismini söylemesiydi. Sadece bunu uygun görmüştü bu an için. Bekli de Crystal’in düşündüğü kadar mükemmel bir an değildi bu. Xavier’ın sırtında kenetlediği ellerini yavaşça çözdü ve kollarını tuttu. Kafasını kaldırıp gözlerinin içine bakacak cesareti bulamıyordu hala kendinde. Ne yapıyorsun? İçinden duyduğu ses, gerçekleri tekrar hatırlatmıştı ona. Yarı yolda bıraktın. Ellerini ateşe değmişçesine çekti kollarından. Bırak dokunmayı ona bu kadar yakın olmayı bile hak etmiyordu.

    Bu düşünceleri bir kenara bırakıp kaldırdı kafasını. Gözlerine bakarken içinin titremesini bile özlemişti. Tenine dokunmayı. Kokusunu. Tekrar yakın olabilirlerdi. Tek yapması gereken konuşmasıydı. Ya gene reddederse? Bunu denemeden bilemeyeceğine karar verdi. Derin bir nefes, her şeyin başlangıcı olacaktı aralarındaki. “Seni tekrar gördüğüme çok sevindim.” Söylediğinin yalan olmayışı ona daha çok acı veriyordu. Gözlerinin içine bakarak neler düşündüğünü okumaya çalıştı Crystal. Ama nafileydi, eskisi gibi gene bir duvar vardı. Onu nasıl aşacaktı? Nasıl kazanacaktı Xavier’ın güvenini tekrar?


Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aphrodite
Admin
Aphrodite


Lakap : Efendim ?!
Mesaj Sayısı : 88

CrystalBardrick. Empty
MesajKonu: Geri: CrystalBardrick.   CrystalBardrick. Icon_minitimeÇarş. Tem. 13, 2011 2:55 pm

RP puanınız, 100.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
CrystalBardrick.
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Melez Kampı :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: